Sosyal bilim şemsiyesi altında yer alan kesimler tarafından ele alınan
iktidar, birçok düşünür tarafından ilgi alanları doğrultusunda yeniden inşa
edilmiştir. Bu yoğun tanım ve açılımları, sistematik biçimde bireysel olarak
incelemek pek olası değildir. Bundan dolayı bu açılımları tetikleyen Karl
Marx ve Max Weber’in iktidar konusunda ifade ettiklerini incelemek,
geçmişi okumayı mümkün kıldığı gibi mevcut iktidarı da daha anlaşılır
kılmaktadır. Yapılan okumalar neticesinde, çalışma nesnesi olan ikilinin
“iktidar nedir?” sorusuna verdiği cevapların, birbirinden kopuk olmadığı
görülmüştür. Marx için iktidar emek-sınıf-devlet üçgeninde işlenirken;
Weber, iktidarı analitik bir zemine çekerek rasyonalite-otorite-etki ve en
önemlisi tarihsellik üzerinden okumaya çalışmaktadır. Weber’in, Marx ile
kurduğu düşünsel temasın bu denli yoğun olmasının sebebi aynı kaygıyı
taşıyor olmasından kaynaklanmaktadır. Her iki isim kapitalist uygarlığa
karşı insan öznesini savunmaktadır. Lakin Marx bunu büyük oranda
ekonomik zeminde yaparken Weber daha çoğulcu nedenlerle bunu
analitik bir zeminde açıklayarak Marx’ın bıraktığı boşlukları
doldurmaktadır.
Power, which is dealt with by segments under the umbrella of social
science, has been reconstructed by many thinkers in line with their
interests. It is not possible to systematically analyse these intensive
definitions and expansions individually. Therefore, analyzing what Karl
Marx and Max Weber, who triggered these expansions, expressed about
power makes it possible to read the past and makes the current power
more understandable. As a result of the readings made, it has been seen
that the answers given by the two, who are the object of study, to the
question “what is power?” are not disconnected from each other. While
for Marx, power is processed in the triangle of labour-class-state, Weber
tries to read power on an analytical ground through rationality-authorityeffect
and most importantly historicity. The reason why Weber's
intellectual contact with Marx is so intense is that they have the same
concern. Both names defend the human subject against capitalist
civilization. However, while Marx does this largely on economic grounds,
Weber fills the gaps left by Marx by explaining this on an analytical
ground for more pluralistic reasons