Özet:
Bu çalışmada, hüsün-kubuh problemi fıkhın hem usul hem de füruu ekseninde ele alındı. Ke lamcı usulcülerle fukaha metodunu takip eden usulcülerin ilgili kavramları ele alış keyfiyet leri üzerinde duruldu. Özellikle Hanefîlerin meseleye yaklaşımlarına daha tafsilatlı yer ve rildi. Bunun sebebi, Hanefî usulcülerin, eserlerinde hüsün-kubuh kavramlarını daha sistema tik ele almalarıdır, denebilir. Hanefî usulcüler hem hüsün hem de kubuh nitelikli fiilleri li
aynihî ve li gayrihî şeklinde ikili taksime tabi tutmuşlar, içerikleri hususunda da oldukça zen gin açıklamalar ve açılımlar getirmişlerdir. Usul eserlerinde hüsün-kubuh kavramları, hüküm
nazariyesi altında “hüküm-hâkim” başlıkları ile ilişkili olarak ve emir-nehiy konuları işlenir ken ele alınır. Bunun yanısıra ilgili kavramların; örfle, teklif-i hükümle, şer’î fer’î ahkâmın
kazâî-diyânî ayırımıyla da ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Hem hüsün hem de kubhun li ay nihî kısmında temelde esaslı bir ayrışmadan bahsedilemez. Hüsün-kubuh kavramları için her
iki ekol arasındaki temel ihtilaf aslında kubuh nitelikli fiillerin li gayrihî kısmında ortaya çık maktadır. Zira li gayrihî kubuh fiiller Hanefîler nezdinde “Fesad” kavramıyla ilişkilendirilir ken, kelamcılara göre fesad kavramı, butlanla hüküm açısından eşdeğer görülmüştür. Yine hüsün-kubhun diğer problematik tarafı, fiil veya tasarrufların şekil şartı diyebileceğimiz
kazâî yönüyle, iç irade diyebileceğimiz diyânî kısmıyla uyumunda kendini göstermektedir.
Bütün bunlar bize hüsün-kubhun fıkhın ana konuları içerisinde değerlendirilebileceği fikrini
vermektedir. Bu kavramlar, bilhassa borçlar hukukunda kazâî-diyânî açıdan tasarruflara yak laşımda ve sıhhat, butlan ve fesad kavramları çerçevesinde fer’î meselelerde hâlâ etkisini sür dürmektedir. Diğer tabirle hâlâ canlı ve sonuçları olabilecek kavramlardır.