Özet:
Allah Teâlâ ile insan arasındaki iletişim, ibadetler yoluyla sağlanmaktadır. Yapılış şekilleri ve
özellikleri itibarıyla ibadetlerin en kapsayıcı ve en dikkat çekeni kuşkusuz hacdır. Evrensel
nitelikleriyle bilinen hac ibadeti; bedenî, ruhî ve sosyal açıdan pek çok hikmetleri içinde ba rındırmaktadır. Hz. Âdem ile ilk temelleri atılan, Hz. İbrâhim ile sistemleşen ve Hz. Muham med ile kemale ulaşan söz konusu ibadet, kulluk sınavının önemli bir dönüm noktasını teşkil
etmektedir. Zamanı, şartları, yeri ve fıkhî çerçevesi belli olan, sembolik ifade biçimleriyle dik kat çeken hac, bilinç ve şuur düzeyini etkileyen özellikleriyle ön plana çıkmaktadır. Bu sem bolik mananın perde arkasını kavramak, ayrıca haccın bireysel ve toplumsal hayata kazan dırdığı faydaları tespit etmek büyük önem taşımaktadır. İşte bu çalışma, sembollerle ifade
edilen derin manaları keşfetmeyi, sosyolojik, psikolojik ve diğer açılardan edinilen kazanım ları ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Fıkıh literatüründe hac ibadetine yönelik serdedilen
fıkhî mülahazalara girmeden, hacdaki sembollerden başlamak suretiyle orada yaşanan derin
duygular ve hac sonrası dönemde bu ibadeti îfâ edenler üzerindeki etkiler dikkate alınarak
söz konusu çalışma kurgulanmıştır. Bu yöntem doğrultusunda çalışmanın metni sade ve an laşılır bir üslupla oluşturulmaya özen gösterilmiştir. Neticede hac yolculuğu, insanın sadece iç dünyasına değil; aynı zamanda ebedi hayatına, din kardeşlerine, tarihin derinliklerine ve
en önemlisi de Rabbine yaptığı bir yolculuk olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada sembollerle
sergilenen her bir davranış, gerçek hayatın birer yönüne işaret etmektedir. Buna göre hiçbir
imtiyaz ve statünün arkasına sığınmadan büyük bir ciddiyet ve disiplin içerisinde kulluk yol culuğuna devam etmek, bunun yanında yoğun bir duygu atmosferi içerisinde dua ve tevbe
yoluyla teslimiyetin zirvesine ulaşma gayreti, insan üzerinde pozitif anlamda büyük etkiler
oluşturmaktadır.