Malum olduğu üzere insanlar arası iletişimde en etkin araç, dil olgusudur. Her dilin kendine
has bir grameri olduğu gibi Kur’an sayesinde küresel planda ölçekte önem kazanmış olan
Arapçanın da gramer yönü vardır. Arapça literatürde buna nahiv denmektedir. Nahiv bilimi,
Arapçayı yanlışlardan ayıklamak ve diğer milletlerin Araplara karışması sonunda dilin asıl
sahipleri olan Arapları, dil yanlışlarından korumak amacıyla doğmuştur. Çünkü zamanla na hiv ilmi, diğer ilimlerden etkilenmiş; zorluklar ve karmaşıklıklar hem nahiv ilmini hem icra sının devamını yavaşlatmıştır. Bu nedenle nahvin zorluğu ve etki alanının daraldığına dair dilbilimcilerin şikâyetleri artmıştır. Şikayetlerin artması sonucunda nahvin yenilenmesi, öğ rencilere kolaylaştırılması ve karmaşıklıktan arındırılması hakkında önceki ve modern gra merciler tarafından birçok çalışma yapılmıştır. Halefu’l-Ahmer (ö.180/796), İbn Vallâd
(ö.332/943), ez-Zeccâcî (ö.337/949), Ebû Cafer en-Nehhâs (ö.338/950), Ebû Bekr Muhammed
ez-Zubeydî (ö.379/990), İbn Madâ el-Kurtubî (ö.592/1197), Selâme Mûsâ (ö.1958), Abdulmu teâl es-Saîdî (ö.1959), İbrâhîm Mustafa (ö.1381/1962), Emîn el-Hûlî (ö.1966), Ahmed Abdus settâr el-Cevârî (ö.1408/1988) ve Şevkî Dayf (ö.2005) onlardan bazılarıdır. Onların bu konuda
fikirli birliği yaptıkları söylenemez. Ama her biri nahvin yenilenmesi konusunda farklı yo rumlar yapmış, önerilerde bulunmuş, eserler kaleme almıştır. Bizim bu çalışmamız, nahiv sa hasında yapılan çağdaş çalışmaların öne çıkanlarını ele almıştır. Aynı zamanda, yenilikçi na hiv çizgisinden uzak, araştırmacıları usandıran hem öğretmen hem öğrencilerin nefretine se bep olan geleneksel nahve alternatif nahvi amaçlayan çalışmaları konu edinmiştir.
As it is known, the most effective tool in interpersonal communication is the language
phenomenon. Just as every language has its own grammar, Arabic, which has gained global
importance thanks to the Qur'an, also has a grammatical aspect. In Arabic literature, it is
called nahw. Nahw science was born in order to protect Arabic from mistakes and to keep
Arabs, who were the original owners of the language, away from language mistakes after
other nations mixed with Arabs. Because over time, this branch of science was influenced by
other sciences; difficulties and complexities slowed down both grammar and the
continuation of its execution. For this reason, linguists' complaints about the difficulty of
syntax and the narrowing of its area of influence have increased. As a result of the increase
in complaints, many studies have been carried out by previous and modern grammarians on
the renewal of the nahw, making it easier for students and clearing it of complexity. Halafu'l Ahmar (d.180/796), Ibn Wellad (d.332/943), ez-Zaccaci (d.337/949), Abu Cafar an-Nahhas
(d.338/950), Abu Bakr Mohammad ez-Zubaydî (d.379/990), Ibn Madâ al-Qurtubi (d.592/1197),
Salama Musa (d.1958), Abdalmuteâl es-Saîdî (d.1959), Abraham Mostafa (d.1381/1962), Emin
al-Hûlî (d.1966), Ahmed Abdussattâr al-Cawârî (d.1408/1988) and Şawkî Dayf (d.2005) are
some of them. It cannot be said that they are unanimous in this regard. But each of them
made different comments on the renewal of the syntax, made suggestions and wrote works.
This study of ours has focused on the most important modern studies in the field of syntax.
At the same time, it has focused on the studies aiming to be an alternative to the traditional
nahw, which is far from the innovative nahw line, which makes the researchers tired and
hated by both teachers and students.