Bütün kurumsal dinlerde nikah, kadın-erkek birlikteliğine meşruiyet kazandıran tek yol ola rak kabul edilmiştir. Tarihsel süreç içerisinde de hem Müslüman hem de diğer dinlere men sup toplumlarda nikah dini unsurlarla bezenerek bu doğrultuda gerçekleşen törenlerle ör gütlenmiş bir kültür ve gelenek haline gelmiştir. Bu açıdan ele alındığında Türk toplumunda
da benzer durum görülmekte ve nikah dini içeriklerle şekillenerek insanların hayatına yön
vermeye devam etmektedir. Dolayısıyla tarihi seyirde nikahın uygulama biçimi değişse de
geçmişten gelen dini ve geleneksel uygulanışı sürdürülmektedir. Çalışmanın temel proble mini modernleşmeyle birlikte meydana gelen toplumsal değişimin boşanmış kadınların nikah
algılarına etkisi oluşturmaktadır. Kadınların dünyasında nikahın ne ifade ettiği, nasıl değer lendirilip uygulandığı ve anlamlandırıldığının belirlenmesi hedeflenmiştir. Araştırma, mev cut çerçeveyi daha açık bir şekilde ortaya çıkarabilme imkanına sahip olması bakımından ni tel araştırma temelinde fenomenolojik yaklaşım esaslarının benimsendiği bir yöntem üzerine
bina edilmiştir. Almanya Mainz bölgesinde yaşayan boşanmış 25 müslüman Türk kadınla ger çekleştirilen görüşmeler neticesinde elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Böylelikle kadın ların nikah algılarında dini ve resmi nikahın önemi, gerekliliği ve nasıl anlamlandırıldığı keş fedilmiştir. Modernleşmeyle birlikte bireylerin yaşam felsefeleri ve öncelikleri değişmiş olsa
da görüşülen kadınların dünyasında nikâh olgusuna yönelik tavır ve tutumlarında ciddi bir
değişim veya dönüşümün yaşanmadığı tespit edilmiştir
In all institutional religions, marriage has been accepted as the only way to legitimize the
union of men and women. In the historical process, marriage has become a culture and tra dition organized with ceremonies carried out in this direction, adorned with religious ele ments in both Muslim and other religions societies. From this point of view, a similar situa tion is observed in Turkish society, and marriage continues to shape people's lives by being
shaped by religious content. Therefore, although the practice of marriage has changed in the
historical course, its religious and traditional practice from the past continues. The main
problem of the study is the effect of social change that occurred with modernization on the
perception of marriage of divorced women. It is aimed to determine what marriage means
in the world of women, how it is evaluated, applied and interpreted. The research is built on
a method that adopts the principles of phenomenological approach on the basis of qualitative
research, in order to have the opportunity to reveal the current framework more clearly. The
data obtained as a result of interviews with 25 divorced Muslim Turkish women living in the
German Mainz region were evaluated. In this way, the importance, necessity and meaning of
religious and civil marriage in women's perceptions of marriage were discovered. Although
the life philosophies and priorities of individuals have changed with modernization, it has
been determined that there has not been a serious change or transformation in the attitudes
and attitudes of the women interviewed in the world.