Türkiye’de 1960’lı yılların sonları; büyük öğrenci hareketlerinin başlayıp yayıldığı, ülke gündemini uzun süre meşgul eden dönem olmuştur. Türkiye’de köyden kente göç ile birlikte sosyal hareketliliğin ve kültür değişimlerin/çatışmaların arttığı bu dönemde üniversite ve öğrenci sayıları da hızla artmıştır. Bu artış oranına paralel bir şekilde eğitim öğretim altyapı gelişmemişti. Büyük umutlarla yükseköğretime başlayan gençlerin bir kısmı; okulların fiziksel yetersizlikleri, araç-gereç ve ders kaynağı eksikliği, kredi yetersizliği, ekonomik sıkıntılar ve gelecek kaygıları nedeniyle çeşitli çözüm arayışı içerisine girmişlerdir. Eğitim şartlarının yeniden düzenlenmesi amacıyla yola çıkan gençler, mevcut olumsuz şartların bir türlü değişmemesi nedeniyle ülke yönetimini sorgulamaya başlamışlardır. Bu dönemde çeşitli ideolojik sol akımların da etkisiyle giderek marjinalleşmeye ve şiddete yönelmeye başladılar. Başlangıç dönemindeki eğitimde reform ve şartlarının düzeltilmesi taleplerinin yerine, zamanla ideolojik örgütlerin de yönlendirmesiyle zor kullanarak ülke siyasal rejimini değiştirmeye yöneldiler.
The late 1960s in Turkey was a period in which large student movements started and spread across the country and occupied the agenda of the country for a long time. In this period in which social mobility and cultural changes/conflicts increased along with migration from village to city in Turkey, the number of universities and students also increased rapidly. Education infrastructure had not developed in line with this increased rate. Some of the young people who started higher education with great hopes sought various solutions to the problems related to the physical inadequacy of schools, lack of equipment and course resources, insufficient credit, economic problems, and future concerns. Young people, who set out with the aim of rearranging their educational conditions, started to question the administration of the country as the existing negative conditions did not change. During this period, under the influence of various ideological leftist movements, they started to become increasingly marginalized and resort to violence. Instead of their demands for reform and improvement of the conditions in education in the early period, under the guidance of ideological organizations, they turned towards changing the political regime of the country by using force.