Sivas’ın Gürün ilçesinde bulunan Gürün Ulu Camii’nin ilk inşası 15. yüzyılın üçüncü çeyreğinden önce olduğunu düşündüğümüz yapının ilk onarımı 1850 olup, bu onarımın tamamlanması ise 1922 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Günümüze çeşitli değişikliklerle ulaşan yapı, ilk inşa şeklini kaybetmiş olmasına rağmen mevcut planı ve süslemeleri ile Türk sanatının belli bir döneminin önemli özelliklerini yansıtmaktadır. Yapının orijinal duvarlarında bulunan mazgal pencereler kitabede belirtildiği gibi, yapının aslında tonoz veya ahşap tavanlı ve dış kısmın toprak damlı olduğunu teyit etmektedir. Gürün Ulu Camii; son şekliyle merkezi planlı bir yapı olarak Türk İslam mimarisinde Karahanlılar’dan günümüze kadar küçük farklılıklarla uygulanmış bir cami planıyla karşımıza çıkmaktadır. Yapıda merkezi plan; ortada dört sütün tarafından taşınan kubbe, kubbeyi dört yandan destekleyen devirimli tonoz (yarım tekne tonoz) ve köşe boşluklarını örten aynalı tonozlar şeklinde uygulanmıştır. Yapının mihrap ve minberi Osmanlı batılılaşma dönemi üslubunun taşrada ki temsilcisi durumundadır. Mihrabın genelinde yüzeyler akant yapraklı konsollar, yastıklı başlıklar ve yatay silmelerle süslenerek; yivli sütunların dikey etkisi dengelenmeye çalışılmıştır. Bu uygulama Avrupa’daki Neo – klasik üslubun geometrik alanlara bölünmüş düzen anlayışının bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
The first restoration of Gürün Ulu Camii [the Great Mosque of Gürün] located in the Gürün district of the province of Sivas in Turkey and believed to be built before the third quarter of the 15th century was started in 1850, while this restoration process was completed in 1922. The building, which has reached our time with various changes, reflects the significant characteristics of a period of Turkish art with its remaining plan and ornaments, although it has lost its original form of construction. The outwardly-splayed windows on the original walls of the building confirm that the building, as described in its epigraph, actually had a vault or wooden ceiling, and the outer part was earth-sheltered. Gürün Ulu Camii has a mosque structure that has been applied in the Turkish-Islamic architecture since the Karakhanids up to our times with small alterations as a centrally planned structure. The central structure of the building was implemented with a dome in the middle carried by four pillars, a barrel vault that supports the dome from four sides and mirror vaults that cover the gaps in the corners. The altar and minbar of the building are a rural representation of the style of the Ottoman Empire in its westernization period. In most of the altar, by ornamentation of the surfaces with cantilevers designed with acanthus leaves, cushioned timber and horizontal moldings, it was aimed to balance the vertical effects of the grooved columns. This practice may be considered as a reflection of the understanding of a plan divided into geometric areas in the neo-classical style in Europe.