Amaç: Erken doğmuş bebeklerde respiratuvar distres sendromunun (RDS) önlenmesinde antenatal
kortikosteroid (AKS) tedavisi yaygın bir şekilde kullanılmasına rağmen, bu tedavinin çoğul gebeliklerdeki
sonuçları halen tartışmalıdır. Bu çalışmanın amacı, erken doğum riski taşıyan çoğul gebeliklerde AKS’in etkisini
araştırmaktır.
Yöntem: İki yıllık bir dönemde bir Üniversite Hastanesinde çoğul gebelik ve erken doğumu riski ile hospitalize
edilerek doğum yapan 68 kadının tıbbi kayıtları incelendi. Çalışmaya alınan kadınların 67’si ikiz gebelik, bir
tanesi ise üçüz gebelikti. Demografik özellikler, obstetrik öykü, gebelik yaşı, maternal komorbidite varlığı,
doğum şekli, maternal ve fetal sonuçlar kaydedilerek incelendi.
Bulgular: Olguların yaş ortalaması 31,9±5,7 yıldı. Hastaneye yatırıldıklarında ortalama gebelik haftası 33.1±2.5
haftaydı. Hastaların %48,5'i spontan, %26,5'i kontrollü ovaryan stimülasyon ve intrauterin inseminasyon ve
%25'i in vitro fertilizasyon ve embriyo transferi yöntemiyle gebe kalmıştı. Altmış sekiz hastanın 45’inde (%66,2)
tek doz, 23'ünde (% 33.8) multidoz kortikosteroid uygulandı. Kortikosteroid ile doğum arasındaki ortalama süre
81±276 saat idi. Postpartum dönemde bir hastada fasiyal paralizi ve bir hastada da cerrahi alan enfeksiyonu
gelişti. Doğan 137 bebeğin %51,1’inde yoğun bakım gereksinimi olmaz iken, %48.9’u yenidoğanın geçici
takipnesi, RDS, sarılık nedeni ile yenidoğan yoğun bakım (YDYB) ünitesine alındı. Üç yenidoğan postpartum
dönemde kaybedildi (650, 750 ve 875 gr).
Sonuç: Çoğul gebeliklerin yaklaşık % 50'sinde görülen preterm doğum yenidoğan mortalite/morbiditesi için
önemli risk oluşturmaktadır. Çoğul gebelerde preterm doğum bağlı gelişecek RDS’nin önlenmesi ve YDYB
ihtiyacının azaltılması için AKS kullanımı önemlidir. Preterm doğum ile komplike olan çoğul gebeliklerde RDS
gelişimi sağ kalımı etkileyen en önemli faktördür. RDS önlenmesinde AKS kullanımı önemlidir.
Objective: Although antenatal corticosteroid (ACS) treatment is widely used for prevention
of respiratory distress syndrome (RDS) in preterm infants the results of this treatment is still
controversial in multiple pregnancies. The aim of this study is to evaluate the effect of
antenatal corticosteroid on the mother and the neonate in multiple pregnancies at risk of
preterm birth.
Methods: Medical records of 68 women with twin or triplet pregnancies at risk of preterm
birth who delivered at a University Hospital in two years period were analyzed. Sixty-seven
of the women recruited had twin pregnancy while the remaining one had triplets. The
demographic characteristics, obstetric history, gestational age, presence of maternal comorbidities, mode of delivery, maternal and fetal outcome were recorded.
Findings: The average age of the patients was 31.9±5.7. The average week of pregnancy at
admission to the hospital was 33.1±2.5 weeks. 48.5% of the patients had spontaneous
pregnancy while 26.5% got pregnant after controlled ovarian hyperstimulation and
intrauterine insemination and 25% had in vitro fertilization and embryo transfer. Out of 68
patients 45 (66.2%) received single dose, 23 had (33.8%) multi doses of corticosteroids. The
average time between corticosteroid administration and delivery was 81±276 hours. One
patient had facial paralysis and another one had surgical site infection during the postpartum
period. Out of 137 babies delivered, 70 (51.1%) were not admitted to the Neonatal Intensive
Care Unit (NICU) while the indications for admission in the remaining 48.9% were RDS,
icterus and transient tachypnea of the neonate. Three neonates did not survive (650, 750 and
875 gr).
Conclusion: Preterm birth that is encountered in 50% of the multiple pregnancies is a major
risk factor for neonatal morbidity and mortality. In order to prevent RDS and decrease the
need for admission to NICU it is important to administer ACS. In multiple pregnancies
complicated with preterm delivery, development of RDS has the highest impact on survival.
ACS use is important for prevention of RDS.