Bu çalışma, neoliberalleşme ve biyopolitika arasındaki ilişkiyi iki kavram
üzerinden ele almaktadır: Biyokapitalizm ve beden simsarlığı.
Biyokapitalizm, biyolojik yaşamın yeni neoliberal piyasa hedefleri
doğrultusunda yatırım kaynağına dönüştürülmesi ile biyoteknoloji
endüstrisinin gelişmesiyle ortaya çıkan yeni biyopolitik stratejilerin
bütünleşmesini ifade etmektedir. Bu bağlamda biyokapitalizm, yeni
neoliberalizm ile yeni biyopolitikanın eklemlenmesidir. Biyokapitalizm,
biyolojik malzemeye ihtiyaç duyan endüstrilerin ve kurumların talepleri
doğrultusunda bedeni en küçük bileşenlerine ayırarak bir yatırım
kaynağına dönüştürür ve metalaştırır. Günümüzde organ, doku ve
kadavra ticaretinin yaygınlaşması ve küresel bir karaborsaya dönüşmesi
biyokapitalizmin bir sonucudur. Beden ticaretinin piyasadaki alıcılarına
organ, doku ve kadavra temin eden beden simsarlığı ise biyokapitalizmin
tüm iktisadi eğilimlerini ifade eden yeni bir meslekleşme biçimidir.
This study discusses the relationship between neoliberalization and
biopolitics based on two concepts: biocapitalism and body brokers.
Biocapitalism refers to the integration of new biopolitical strategies that
have emerged with the development of the biotechnology industry with
the transformation of biological life into investment source in line with
new neoliberal market targets. In this context, biocapitalism is the
articulation of new neoliberalism and new biopolitics. Biocapitalism
transforms the body into an investment source and commodifies it, in line
with the demands of the industries and institutions that need biological
materials. Today, the spread of organs, tissues and cadaver trade and its
transformation into a global black market are the result of biocapitalism.
Body brokers, who provides body, tissue and cadaver to the buyers of the
body trade, is a new form of professionalisation that expresses all the
economic tendencies of biocapitalism.