Bu çalışmada, sıçanlarda kurşun stresine karşı bir monoterpen olan geraniolün koruyucu potansiyelini değerlendirmek için DNA hasarı ve metallotiyonein seviyeleri biyobelirteç olarak kullanıldı. Oksidatif DNA hasarının bir belirteci olarak kullanılan hepatik 8-hidroksi-2- deoksiguanozin (8-OHdG) seviyesi LCMSMS ile ölçüldü. Her grupta yedi hayvan kullanıldı. Geraniol ve kurşun asetat 30 gün boyunca uygulandı. Geraniol uygulanan sıçanlarda, 8-OHdG ve metallotiyonein düzeyleri, kurşun asetat uygulananlara kıyasla önemli derecede düşüş göstermiştir. En yüksek DNA hasarı ve metallotiyonein seviyesi, kurşun asetat uygulanan sıçanlarda gözlenmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, geraniolün hücreleri kurşunun yol açtığı hasara karşı ROS üretimini azaltmak suretiyle koruduğu ileri sürülebilir. Ayrıca, literatürde 8- OHdG’nin LCMSMS ile ölçümü konusunda çalışmalar sınırlı sayıdadır. Bu nedenle, sunulan çalışmanın bu yöntemin literatürde uygulanabilirliğinin değerlendirilmesine katkıda bulunacağı düşünülmektedir
In this study, DNA damage and metallothionein levels were used as biomarkers to evaluate
the protective potential of geraniol, a monoterpen against lead stress, in rats. Hepatic 8-hydroxy2-deoxyguanosine (8-OHdG) level used as a marker of oxidative DNA damage was measured by
LCMSMS. Experimental groups were formed in four ways: control, lead acetate, geraniol and
lead acetate + geraniol. Seven animals were used in each group. Geraniol and lead acetate were
administered to rats for 30 days. In geraniol administered rats, 8-OHdG and metallothionein levels
decreased significantly compared to lead acetate administered rats. The highest DNA damage and
metallothionein levels were observed in lead acetate administered rats. According to the results
of this study, it can be suggested that geraniol protects cells against lead-caused damage by
reducing ROS production. In addition, studies on the measurement of 8-OHdG by LCMSMS in